Bugün hemen hemen herkesin artık ulaşım aracı olarak kullanabildiği, hatta tercih ettiği uçak ve hava yolu ulaşımı çok değil bundan 20 yıl öncesinde bile bu kadar yaygın değildi. Hele Cumhuriyetimizin ilk yıllarında oldukça kısıtlıydı.

Elinizdeki kitap hayatımıza güven, hız, konfor, zaman tasarrufu sağlayan uçağı ve onun dahil olduğu hava yolu ulaşımının Türkiye’deki doğuş sürecini anlatmaktadır. Bu süreçte yanımızda olmak için birbirleri ile mücadele eden yabancı devlet havayolu şirketleri: Junkers-Lufthansa (Almanya), CIDNA (Fransa) ve Aero Espresso Italiana (İtalya) üzerinden dönemin iç ve dış politikasını irdelenmiştir. Türkiye’de sivil ticari havacılığın doğuş yıllarında (1923-1933 arası) hava ulaşımının dış hat bağlantılı, İstanbul merkezli olduğu görülmüştür. Bugün İstanbul Havalimanı’nın Dünya’nın 7’nci büyük havalimanı olması, uluslararası yolcu sayısında 5’nci sırada yer almasının tesadüf olmadığı ve Türkiye’de yeni oluşan bu büyük pazara girmek için Dünya devletlerinin nasıl rekabet ettiklerini anlatılmıştır.

Türkiye’de Ticari ulaşımın emekleme dönemi diye adlandırdığımız 1933-1938 arası gelişmeleri, özellikle milli hava yolu işletmemizin açılması ile başlattık. Bu bölümde aslında dünyanın en iyi havayolu sıralamasında Eylül 2023’e göre 6’ncı sıraya yükselen Türk Hava Yolları’nın kuruluş hikâyesiydi. Milli politika, milli ekonomi ve milli havayolu ulaşımımız bugünkü uçar neslin doğuşu olmuştur.

Uçan, uçmayı seven, gökyüzüne meraklı, bir istikamet üzere olan herkesin ilgi ile okuması dileğiyle.

“İstikbal Göklerdedir!” Gazi Mustafa Kemal Atatürk.