Tükendi
Stok AlarmıTürk siyaset yazınında gerek devlet gerekse de ideolojiler konusu ciddi bir yekûn oluşturacak nispette ele alınmışlardır. Çoğunlukla soyut, metafiziksel ve aşkın bir düzlemde düşünülen devlet, sosyal, siyasal ve ekonomik gerçekliğe de bu bakış açısı üzerinden derinlemesine etki etmiştir. Modernleşmenin getirdiği bir çeşitlenme olarak ideolojiler de, bu sosyo-politik gerçeklikten teorik ve pratik olarak etkilenmişlerdir. Dolayısıyla –abartılı bir iddia olarak değerlendirilmezse- yönlerini bütünüyle olmasa da büyük oranda devlet’e doğru çevirmişlerdir. Cumhuriyet’in yaklaşık ilk yirmi beş yılında bir nekahet dönemi geçiren politik düşünce ve ideoloji eksenli tartışmalar, sonraki yıllarda canlı bir fikri ortamın oluşmasına vesile olduğu gibi, pratik düzlemde de kitle ve sokak hareketlerine dönüşmüştür. Her bir ideoloji farklı bir politik tahayyülü ve projeyi dile getirmiş; bu çerçevede hasım-rakip ideolojilerle alışverişe (tartışma, çekişme, kavga, iktibas, red vs.) girmişlerdir. Öte yandan bütün farklılıklarına rağmen, rekabet halindeki ideolojilerin benzeştikleri belirgin ve hayati bir kavram-konu vardır. Devlete bakış açısı, ona yüklenen anlamlar ve onun üzerinden tasarlanan ya da düşünülen kutlu bir yarın düşüncesi bu benzeşmenin temelini oluşturmaktadır.
Bu nedenle farklı politik tahayyüller ve idealler olarak ideolojilerin bu temel benzeşme noktasının ele alınmasının, hem sosyo-politik gerçekliğimizin anlamlı ve bütüncül bir manzarasını ortaya koymak açısından hem de mevcut sosyo-politik sorunların aslında aynı topraktan neşet ettiğini görmek bakımından son derece önemli olduğu açıktır. Kitap bu iki asli niyet doğrultusunda Türk siyasal düşüncesinin bazı ortak yönlerini tespit etmeye çalışmaktadır.