Ekonomide yaygın pek çok söylem gerçekte bir mit ve paradokstur. Mesela “Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) hızlı kalkınma için kuruldu” söylemi bir mittir. Aslında Türkiye’ye yardım veren ülkeler “Bizim paralar nereye gidiyor?” sorusunun cevabını almak ve denetlemek için bize plan yapma şartını koştular. “Atatürk ekonomi politikasını çizerken Ziya Gökalp’in etkisindeydi” söylemi de bir mittir. Çünkü Gökalp “Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan. Vatan… Turan” diyerek yeni bir fetih öneriyordu. Oysa Atatürk milletin fetih peşinde dolaştırılıp fakir düşürüldüğünü söylüyor. Türk milletinin tarım, ticaret, sanat ve emeğin temsilcisi olmasını öneriyordu. Bir başka mit de “Batı köle ticaretiyle zenginleşti Müslümanlar köle ticareti yapmadı” söylemiydi. Oysa kölelik Müslüman dünyasında da bir kurumdu. Üstelik Müslüman dünya sanayileşemediğinden köle emeğini daha uzun süre kullandı. Ak Parti hükûmetlerinin IMF ile anlaşma yapmadığı söylemi de bir mittir. IMF ile 59. hükûmet yani Ak Parti Hükûmeti yeni bir stand-by anlaşması imzaladı. Üstelik bu anlaşmaya gerek yoktu. IMF’nin istediği yüksek faiz düşük kur politikası Türkiye’nin kaynak dağılımını bozuyor, ihracat yerine ithalat kârlı oluyordu. İşte böyle bir ortamda AK Parti, IMF ile 19. stand-by anlaşmasını imzaladı. Bu kitapta mitleştirilmiş ve mitleştirilmeye çalışılan daha nice olayları okuyacaksınız, gerçeklerle buluşacaksınız…