Bizi misafir odasına alıyorlar ve burada zemini kaplayan Türkmen kilimleri üzerine oturuyoruz; bu arada dışarıda hava güzel olduğu için başka kilimler getirilerek dışardaki sekiye seriliyor. Kenarlara ince çizgili ipekten minderler yerleştiriliyor ve oturmanın çok zahmetli olması durumunda dirseklerimizin altına koymamız için bize yastıklar veriyorlar. Zaman zaman ahali bağdaş kurarak oturur, ancak dizlerin üzerine oturmanın daha kibar ve hürmetkar olduğu düşünülmektedir.
İlk sıralar yorucu olmasına rağmen, kişi yavaş yavaş böyle oturmaya alışır. Gerçi bu daha çok giyilen kıyafete bağlıdır. Mahalli bol pantolanla sandalyesiz oturmak oldukça kolaydır. Evlerin hepsi birbirlerine çok benzer, sundurmaya açılan geniş bir oda, misafir odası ve karşıda onun dışına açılan bir ya da iki tane daha küçükçe odalar vardır. Kadınların avlusundaki oturma odaları her açıdan bunlara benzerler..
Her odada iki kanatlı, içeriye açılan, menteşe yerine üst söveye ve eşiğe geçirilmiş bir çeşit mile bağlanmış ve halkın oldukça hüner kazandığı, genelde zevkle arabesk oymalı iki veya üç kapı vardır...