Tükendi
Stok AlarmıDünya üzerindeki dillerin yapısal özellikleri dikkate alınarak yapılan sınıflandırmada, bir grubu *Eklemeli Diller* oluşturur. Eklemeli dillerin tipik bir örneği olarak kabul edilen Türkçede sözcük türetme ve çekimi üstlenen ekler, geçmişten günümüze çeşitli bakımlardan bir değişim süreci geçirir. Bu süreçte meydana gelen değişikliklerden biri de ek birleşmeleridir. Türkçede iki veya daha fazla unsur birleşerek kendi işlevlerini kaybedip farklı işlevler üstlenir ve birleşik yapılı ekler meydana gelir.
Eklerin sözcük köklerine kendilerinden önceki kısmın anlamını niteleyecek şekilde sıralanmaları, Türkçenin eklenme sisteminin bir gereğidir. Bu şekilde sıralanan bazı ekler birtakım sebeplerden dolayı kendinden önceki ekle kaynaşır, eklerin bu kaynaşmış şekilleri genelleşerek sözcük kök veya gövdelerine birleşik şekilleriyle getirilir ve varlıklarını birleşik biçimleriyle sürdürürler.
Bu çalışmada, Orhun, Uygur ve Karahanlı Türkçesi dönemlerindeki birleşik ekler; Türkçenin tarihî ve çağdaş dönemlerini temsil eden metinler ve günümüzde tarihî ve çağdaş Türk lehçelerinin gramer yapısı üzerine yazılmış kitaplar eşliğinde incelenmiş; yapı ve birleşme sebepleri bakımından bir sınıflandırılmaya tâbi tutulmuştur. Eski Türkçe döneminde yer alan birleşik eklerin hem Eski Türkçe döneminde hem de Harezm, Kıpçak, Eski Anadolu ve Çağatay Türkçesi dönemlerinde; çağdaş Türk lehçelerinden Türkiye, Azerbaycan, Türkmen, Gagavuz; Özbek, Yeni Uygur; Kazak, Kırgız, Tatar; Altay ve Tuva Türkçelerindeki durumları ve işlevleri ortaya konmuştur. Böylece eklerin tarihî akış içerisinde geçirdiği ses değişiklikleri veya başka gramatikal değişmeleri, kazandıkları yeni kullanılış şekilleri veya işlevleri, ayrıca kaybettikleri işlevler tespit edilmiştir. Çağdaş Türk lehçeleri içerisinde her lehçe grubundan seçilen birkaç lehçe incelemeye alınmış, özellikle konuşuru fazla olan lehçeler seçilerek çalışmanın Türk dilinin geneline yakın bir bölümünü temsil etmesi sağlanmıştır.