Tükendi
Stok AlarmıZaman, tüm insanlar için dakika saat gün gibi sabit ölçülebilen ve gözlemlenebilen zaman olarak, gerçek (objektif) zaman; kişiden kişiye ve durumdan duruma göre değişen, duyguların yönetiminde olan psikolojik zaman ve her insanın doğumundan ölümüne kadar dış etkenlerin dışında kendine mahsus hayatını düzene koyduğu biyolojik zaman olarak sınıflandırılmaktadır. Yaşamımızda önemli bir yere sahip olan psikolojik zamanı, zamanın ruhumuzla ilgili kısmı olarak da adlandırabiliriz. Bu zaman kişiden kişiye değişir. Kimi insan için zaman çok hızlı geçen, eksikliğini duyduğu, elinde tutamadığı bir mefhum, kimi insan için ise hiç geçmeyen sıkıcı bir süreç olabilmektedir. Kimi insan için geçmiş zaman anlamsız, hatırlamaya bile değmeyen bir zaman dilimi, kimi için ise anılarla hayata tutunduğu yaşamın anlamı olabilmektedir. Kimi insan için şimdi çok değerli, kimi için gelecek üzerinde hayallerin kurulduğu beklenen bir süreçtir. Zamanın hızı sabit olsa da, zamanın psikolojik algılama süreci kişiden kişiye veya durumdan duruma göre de değişebilmektedir. Tutkuyla bağlandığınız birisini beklerken bir saatin ne kadar bir süre olduğu ile aynı kişi ile birlikte geçirdiğiniz bir saatlik süre farklı algılanan sürelerdir. Bilim adamları mikro ölçüde zamanı geçmiş şimdi ve gelecek olarak üçe ayırmaktadırlar. Bu ayrım dilbilgisel zaman açısından da temel oluşturan zamanlardır. Geçmiş, şimdi ve gelecek zaman düzleminde geçmişte yaşananlar, şimdiki durum ve geleceğe yönelik tasavvurlar, her insanın kendi bakış açısına göre değerlendirmeye tabi tuttuğu zaman dilimleridir.
Türkçenin yer aldığı Ural-Altay Dil Ailesi ve Almancanın yer aldığı Hint-Avrupa Dil Ailesi farklı gruplarda olduğu için yapıların, dolayısıyla zamanların da farklılık arz etmesi kaçınılmaz bir durumdur. Sondan eklemeli bir dil olan Türkçede, zaman, kip, sayı, kişi, olumsuzluk ekleri, fiillerin kök ya da gövde şekline eklenerek cümlenin öznesini, zamanını, kipini, tekil çoğul durumunu, çatısını, olumlu ya da olumsuz olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak bu eklerin, genelde Avrupa dillerinde özelde bizim çalışma alanımız olan Almancada daha çok yardımcı fiillerle ve diğer cümle öğeleri ile karşılandığını görmekteyiz. Bu durum iki dil arasında karşılaştırma yapmayı önemli ölçüde zorlaştırmaktadır. Ancak bu karşılaştırmalı çalışma çabaları iki dilin daha kolay anlaşılmasını ve çözümlenmesini sağlamaktadır. Diller arasındaki karşılaştırmalı çalışmaların, bir taraftan birçok benzerlik ve farklılıkları ortaya koyarken, diğer taraftan da bu dillerin daha iyi anlaşılmasına, bu konuda zorluk arz eden hususların belirlenmesine, hatta ana dil açısından da aydınlatılamayan bazı hususların açıklığa kavuşturulmasına ışık tuttuğunu söyleyebiliriz.
Bu çalışmada Almanca ve Türkçedeki fiil çekimi, zamanlar ve kipler görünüş (Aspekt) konusu da açıklanarak kapsamlı bir şekilde yapılan açıklamalarla, verilen örneklerle ve tablolarla ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışmamızın bu konuda araştırma yapanlara ve Almanca öğrenenlere faydalı olacağını ümit ediyorum.