Tükendi
Stok AlarmıUzun zamandır dergimizin genel yayın yönetmenliği görevini başarıyla yürüten değerli kardeşim Bahtiyar Aslan’ın, ilmî çalışmalarına daha fazla zaman ayırmak için affını isteyerek görevi bırakmasının burukluğu içindeyiz. Ancak Bahtiyar Aslan’ın bilgi, birikim ve tecrübesiyle hep yanımızda olacağını bilmek, bizlere büyük güven telkin ediyor. Önemli bir misyonu üstlenerek Türk Edebiyatı’nın bayrağını yıllarca taşıyan kardeşimize ilmî çalışmalarında ve gelecekte üstleneceği görevlerde başarılar diliyorum…
Dergimizin bu sayısında, geçtiğimiz günlerde Hakk’a yürüyen Emine Işınsu dosyası ile karşınızdayız. Işınsu’nun yazarlık istidadı tartışmasız olsa da bizler için önemi işlediği konulardı. Onu büyük yapan hamasete kapılmadan, samimi duygularla yazdığı birbirinden güzel eserleri ve Töre dergisinde yılmadan yürüdüğü dava yoluydu. Vakfımızın da kurucularından olan Emine Işınsu’yu okurlarımız nezdinde bir kez daha rahmetle anıyoruz.
Bu ayki sayımız Özge Manas’ın Işınsu’ya adadığı şiirle başlıyor. Nurullah Çetin, Işınsu’nun eserlerini tasnif ederek romancılığını inceliyor ve Türk edebiyatındaki yerini mercek altına alıyor. M. Bahadırhan Dinçaslan ise Emine Hanım’a dair anılarını paylaşıyor. Mümtaz Sarıçiçek, Işınsu’nun geri planda kalan hikâyeciliğini inceliyor. Sarıçiçek, Emine Hanım roman yazmaya başladıktan sonra öykülerinin arka planda kaldığını da dile getiriyor. Burak Süha ise Işınsu’nun romanlarıyla nasıl tanıştığını ve kendi dünyasında nasıl bir etki bıraktığını anlatıyor. A. Yağmur Tunalı ile yaptığımız söyleşide ise Işınsu’nun bilinmeyen yönlerine, yazarlığının ötesinde sosyal hayatına da değiniyoruz. Sorularımıza verdiği samimi cevaplar için kendisine teşekkür ediyoruz. Hatice Bilen Buğra, Emine Işınsu ile tanışmalarını, zamanla gelişen dostluklarını ve özellikle de hastalığını dostlarından nasıl başarıyla sakladığını hayıflanarak dile getiriyor. Doktorasını Işınsu üzerine yapan Mehmet Nur Karakeçi, bize Emine Hanım’ın edebî portresini çiziyor. Eserleri hakkında özgün değerlendirmelerde bulunuyor. İskender Öksüz ise hepimizin yüreğine dokunan bir yazıyla eşinin son günlerini anlatıyor. Bam telimize dokunan yazısıyla acısını hep birlikte paylaşıyoruz. Lütfü Şahsuvaroğlu, hatıralar eşliğinde Işınsu’nun dergicilik hayatında karanlıkta kalan kısımları aydınlatıyor. Naz Kalıpçı, anneannesinin şahsına münhasır biri olduğunu âdeta onun yazarlık istidadının kendisine geçeceğinden haber veren bir üslupla terennüm ediyor. Dosyamız, bir yazarı en iyi şekilde anmanın eserlerini okumaktan geçtiğini düşünerek Emine Işınsu’nun arşivimizde yer alan üç farklı yazısıyla son buluyor.
Şiir bölümümüzde Kazım Bal, Ercan İriş, Ahmettahsin Erdoğan, Ömer Faruk Özel, Nazim Ehmedli, Tarık Özcan birer şiirle yer alıyorlar. Ayrıca geçtiğimiz ay kaybettiğimiz Azerbaycan edebiyatının önemli simalarından Musa Yagub ve Fikret Goca’yı da şiirleriyle yâd ediyoruz.
Bu sayımızda Abdurrahman Güzel, Ahilik Teşkilatı üzerine yazdığı makalesiyle, Erol Ülgen, Yusuf Dursun’un Savrulan Yıllar kitabını incelediği yazısıyla yer alıyor. Kâmil Uğurlu ise Karaman evlerinden yola çıkıp bizleri Fas’a götürüyor. Kitaplık ve Ajanda bölümümüz ise her zamanki gibi dopdolu. Herkese iyi okumalar dileriz...