-Tabi bekleyin bi kâğıt kalem getireyim,
-Peki, bekliyorum.
-Aloo buyrun Ali hocam dinliyorum sizi.
-Ben Isparta’dayım, yarın burda tahminimce tümülüs var ona gideceğim, bir iki güne kadar gelmeye çalışacağımı söylersiniz.
-Yazdım tümülüs dediniz değil mi?
-Evet, evet tümülüs, Burak hocam anlar siz notu ona ulaştırın yeter, o gerekeni yapar.
Dedikten sonra tırmanmaya devam ettiler, artık tepeye iyice yaklaşmışlardı, ha gayret dedi Ali Bey içinden tepeye yaklaştıkça az hızlanır gibi oldu, Halil’de ona uyum sağlıyordu, tepeyi çıkar çıkmaz Karakaya karşılarında belirdi, ama daha yolları vardı.
- İşte beyim Karakaya!
Zaten demesine gerek yoktu karşısına çıkanı görünce, Ali Bey anladı. Bütün ihtişamıyla karşısındaydı, Ali Bey kararını verene kadar, bu mesafeden bile gerekli ön incelemeyi çoktan yapmıştı.
-Tümülüs burası!
-Efendim beyim!
Halil, ne dediğini anlamamıştı. Ali Bey anlamadığına sevindi.
-Yok bişey demedim Halil, sadece sesli düşünüyorum.