Pars şiirleri bir tükenişin poetik anlatısı olmasının yanı sıra bir özgürlük ağıdıdır. Acımasızca soyunu kuruttuğumuz bu hür ve görkemli vahşiyi içimizden de uzaklara sürmüş ve çoraklaşmışız meğer. Bugün kapımızı çalan küresel yangınlar, salgın hastalıklar ve bunların neticesinde bize sunulan bireysel özgürlüklerin kısıtlandığı ve kontrol edildiği distopik gelecek, bir zamanlar acımasız bir gururla doğayı alt ettiğini sanan insanın, aslında alt ettiği ve yok ettiğinin kendi hürriyeti olduğunu fark ettiriyor bizlere. Coğrafyamızdan silinen her canlı aynı zamanda ruh coğrafyalarımızın çoraklaşmasına ve kötürümleşmemize de neden oluyor. İşte Pars şiirleri hem Anadolu’nun bu son büyük avcısına bir ağıt, hem de çoraklaşan, ufalanan ve kötürümleşen insanlığa hüzünlü bir bakıştır.