İşte bu yetişkinler hep böyle. Bu kadar basit şeyleri bile düşünemiyorlar. Bir sürü ezberleri var. Adına da « tecrübe » diyorlar. Bu yüzden onları çok tuhaf buluyorum. Hoş, annem tuhaf kelimesinin « Eşi benzeri olmayan, emsalsiz hediye » anlamının da olduğunu söyledi. Bu yüzden hediyelik eşya satan dükkânlara tuhafiye denilirmiş. « Bize tuhaf gelen şey belki de nadir bir hediyedir. » der.
Zeyno sıradan bir kız. Fakat dünyaya hayret penceresinden bakıyor. Zamandan özgürlüğe, arkadaşlıktan kalp kırıklığına kadar birçok şey hakkında düşünüyor ve nihayet çocuklara bir çağrıda bulunuyor :
« Macera arayan gündelik hayata baksın, çünkü yetişkinlerden daha tuhafi yok. »
Tuhafiye, mizahi üslubu ve yazarın özgün çizimleriyle sadece çocukları değil yetişkinleri de hayat hakkında düşünmeye davet ediyor.