Yetişkinlerin ibadet etmelerini bir çeşit oyun olarak gören ve onların aynı zamanda ölümsüz olduğunu düşünen Sandeep’in hayal dünyasında Kalküta’yı keşfedecek; gecekondu mahallelerinin samimi ama kasvetli havasını hissedecek, açık hava sinemalarının keyfini çıkaracak, mutfaktan yükselen hardal yağı ve baharat kokularını duyup, kavurucu sıcakların ardından gelen muson yağmurlarının ferahlığını hissedeceksiniz.

Sandeep, bir iki kez Bombay’ı hatırlamış ve bilmediği bir sebepten dolayı kederlenmişti. Büyük apartmanın yirmi üçüncü katında yalnız başınayken, cennetin başında, kuşlara ve balıklara hükmeden Âdem gibi fazlaca ön plandaydı. Ön planda olmaktan nefret eder, bir karasinek gibi sıradan olmak isterdi. Yabancı ve acımasız bir ortam olan okuldaysa, cennetten kovulmuş Âdem gibiydi. Oysa burada, Chhotomama’nın evinde, ister yaşamın ritmine uyar, ister yok oluşa karışırdı; seçmekte özgürdü.