Ölümü ilmek ilmek ömrüne dokuyan zamanda bir varmış bir yokmuş diye başlayan her masaldan çürük elmalar topladım.
Öznesi yitik cümleler saklanmış çocukluğumda…
Varlığımı yoklayan tesadüfler düşüyor ruhuma...
Seni sevmiyorum diyen papatyalara sorar olduk aşkın halini...
Kendime uğradığımda ruhum yıkık bir semtin alfabesini ezberlemişti çoktan…
Mutlu sonla biten masalları ne zaman kaybettik?
Masallar uykusuz kaldığından beri kayıp bir çocuk arıyorum…
Titreyen bir kalbin içine saklanan... “