Devlet ve ordu teşkilatları, faaliyetleri ve kültür mirasıyla Timurlular...
“Dünya iki hükümdara yetecek kadar geniş değildir. Tanrı nasıl bir tane ise, Sultan da bir tane olmalıdır.”
- Timur
15. yüzyılın henüz başında dünyanın en kuvvetli imparatorluklarından biri sayılan Timurlular, 16. yüzyıla gelindiğinde neden bir felaket devri yaşadılar? Tek gayesi imparatorluk sınırlarını genişletmek olan Timur’un gerek devlet teşkilatında gerek imar faaliyetlerinde tarihi anlamda ne gibi müspet yönleri vardı? Timur’dan sonraki hâkimiyet mücadelelerinde neler yaşandı, kimler ön plana çıktı ve haleflerin devrinde neler gerçekleşti?
Timur, bir imparator olarak daima “savaşçı” ve “sefer adamı” olarak bilinir. Nitekim Cengiz Han’ın çeşitli ülkelere düzenlediği seferler neticesinde oluşan korku iklimi, Timur’un devrinde de kendini göstermiştir. Hakimiyet sahasını genişletirken kan dökmekten ve önüne çıkan her şeyi tahrip etmekten zevk aldığı düşünülen Timur, aynı zamanda oldukça önemli bir imar adamıydı. Bilhassa Orta Asya’daki İslâm mimarisinin en parlak devri Timur döneminde yaşanmış; muhteşem binaların yanı sıra sulama kanalları ve ticarî faaliyetleri de düşünülerek yeni yerleşim merkezleri kurulmuştur.
Timurlular devri için savaş, mücadele ve kaos ön planda olsa da kendilerinden sonra vücut bulan birçok imparatorluğa devlet teşkilatı, ticari faaliyetleri ve imar anlayışıyla ilham vermişlerdir. Dini, sosyal ve kültürel hareketliliğin çok yüksek olduğu imparatorluktan geriye Çağatay edebiyatı, resim ve süsleme sanatı ile musiki zevki gibi büyük bir miras kalmıştır.
Prof. Dr. İsmail Aka’nın ilmî tecrübesi ve titiz araştırmalarıyla ortaya çıkan "Timurlular"; hem kolay okunmasıyla hem de sunduğu detaylı bilgilerle alanının en önemli kaynaklarından…