İslam dünyasında Sıffın’da Kur’an’ın sayfalarının mızraklara takıldığı günden sonra yaşananlar, Tevhidi inancın ve uygulamanın sapmasına; vahyi değerlerin üzerinin örtülmesine ve imanın toplumsal boyutunun yok edilerek ferdileşmesine yol açmıştır. Kur’an-ı mızraklara takan ve ‘’Biz hakem olarak Kur’an-ı isteriz’’ diyenlere Hz. Ali’nin şu anlamlı, düşündürücü ve günümüz olaylarına ışık tutan sözü iyi anlaşılmalıdır.
‘’Dikkat edin bu; batıl amaç için kastedilen hak sözdür.’’
Batı emperyalizmi ve sömürgesi İslam dünyasını Tevhid`den uzaklaştırmak için "Modernist" ve "Gelenekçilik" gibi akımları teşvik ederek bütün farklılıkları, zihinsel duruluğu, fikir ve düşünceleri birbiriyle çatışır duruma getirmiştir. Müslüman kitleler, problemleri çözme yerine çözülmüş; Kur’ani aydınlığa ulaşacakları yerde saptırılmış; kavram kargaşası içinde oyalanır duruma getirilmiştir. Tarihin kırılma noktasında Ümmetin Tevhidi uyanışı ve dirilişi ile birlikte; ibadetleri ruhundan ayırmadan yaşanması gerektiğini Müslümanlara söylemek, bizim Müslümanlığımızın gereği ve tarihin bize yüklediği sorumluluktur. Kur’ani mesajın yeniden ihyası ve insanlığın kurtuluşu için Tevhid`in anlaşılması, yaşanması, düşünceden eyleme geçilmesi, iman-amel bütünlüğüne Tevhidi şuurla ulaşılması gerektiğine dikkat çekmeliyiz.