Bazı hikâyeler bir yolculuk gibidir; 
başladığınızda nereye varacağınızı bilmezsiniz. Bu roman da tam olarak böyle bir yolculuk… Bir bebeğin terkedilerek başlayan kaderi, yıllar sonra devasa sırların ve çözülmesi gereken muammaların gölgesinde filizlenir. Yolları kesişen hayatlar, saklı gerçekler ve insanın hayatta tutunabileceği dallar üzerine bir hikâye…
Utku’nun hikâyesi, genç bir adamın kendini, geçmiş ve gelecek arayışını anlatırken, aynı zamanda bir insanın yaşamda karşılaşabileceği tüm fırtınalara rağmen ayakta kalma mücadelesini gözler önüne seriyor. Tutku, aşk, dostluk ve ihaneti harmanlayan bu öykü, bir yandan kalbinizi ısıtırken bir yandan da içinize ince bir sızı bırakacak.
Tufan’ın gölgesinde şekillenen bu hayat, geçmişle yüzleşme ve geleceğe dair belirsizliklerin arasında sıkışmış bir genç adamın içsel çatışmalarını etkileyici bir şekilde resmediyor. Sadece Utku değil, her bir karakterin taşıdığı yük, okuru kendi duygularıyla yüzleştiriyor.

Bu roman, hayatın karanlık dehlizlerine dalarken, insanı insan yapan tüm duyguları yeniden düşünmeye davet ediyor. Bazen yalanlarla dolu bir hayatın ağırlığı, gerçeğin keskin yüzünden daha dayanılmazdır.
Elinizde tuttuğunuz bu kitap, sadece bir hikâye değil; unutulmaz bir deneyim. Şimdi derin bir nefes alın, ilk sayfayı çevirin ve bu yolculuğa kendinizi bırakın. Unutmayın, bazen en büyük sırlar, en beklenmedik anlarda gün yüzüne çıkar.
Keyifli okumalar dilerim.