Hilmi Uçan, Tereddüt ve Tefekkür’de Jean Calvin’den itibaren Batı aklının ve sanatının ‘kuru akla’ dönüşümünü izliyor. Dünyanın kafayı ilerlemekle bozduğu bu çağda, ahlak ve sanat eseri arasındaki ilişkiye, döneminde öne çıkan sanatçı ve aydınlar özelinde bir bakış geliştiriyor. Necip Fazıl’dan Nuri Pakdil’e, Baudelaire’den Amin Maalouf’a, seçtiği sanatçı ve düşünürlerin eserlerinde Batı ve Doğu aklına dair ahlaki izler arıyor. Doğunun bilgeliği ıskalanırken, neyi yanlış yaptığımız üzerine okurunu düşünmeye davet ediyor. Neden tereddütten tefekkür doğmuyor? Doğru düşünmenin yollarını edebiyatın imkanlarında arayan bir kitap...