Hikayeler vardır birebir yasamın içinden. Duyarsınız, tanık olursunuz, içiniz acır, isyan etmek: “Hayır, böyle olmamalı!” diye haykırmak istersiniz ama bogazınızda dügümlenir sözcükler. Bir gün dolup tasınca içinizdeki isyanlar, kagıda, kaleme sarılırsınız. Bazen bir cümle yeterlidir bir öyküyü anlatmaya, sırtlanarak tüm öyküyü: “Burusmus çarsaarda günden güne burusuyordu bedenimin ütüsü.” Tentene gibi islenmis sözcüklerle bezenmis bu kitapta yer alan öykülerde yazar, toplumsal sorunları, özellikle kadın sorunlarını islemektedir. Hikayelerin yasandıgı bölgelerin sıcacık yerel söylemlerinden olusan dili okuru öykünün içine sessizce çekmektedir. Ilmek ilmek örülmüs sözcükler ve öykülerin yolu açık olsun!
Tülay Akkoyun