İmam-ı A’zam, bir sohbetinde fıkıh ilmine nasıl başladığını soran bir talebesine şöyle cevap vermiştir: “Ben ilim öğrenmeye başladığım zaman bütün ilimleri göz önüne aldım. Her birinden bir kısım okudum. Neticesini ve faydalarını düşündüm. Sonra fıkıh ilminde karar kıldım; çünkü fıkıh ilminde âlimlerle bir arada bulunmak, istikamet, güzel ahlak ve takva üzere olma imkanı mevcuttur. Aynı zamanda farzları işlemek, ibadet etmek, Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)’ın sünnetine uymak da fıkhı bilmeden mümkün olmaz.” İmam-ı A’zam Ebu Hanife (radıyallahu anh)’nin bu düsturunun esas alındığı bu çalışmada, müellif İsmâil Hakkı Efendi’nin yaşadığı dönemdeki padişah Sultan II. Abdülhamid Han’ın siyasi başarıları ve kültürel hizmetleri ana hatlarıyla kaydedilmiş olup, İsmail Hakkı Efendi’nin ehl-i sünnet itikadı, ahlak, tasavvuf, İslam tarihi, her mümine lazım olan dualar ile bilinmesi zaruret mahallinde olan fıkıh ve ilmihal bilgilerine yer verdiği “Tenbihü’l-Müminin” (Müminlere uyarılar) adlı eseri sunulmuştur.
Hanefi mezhebine bağlı, Nakşibendî ve Celvetiye tarikatlerinde yüksek mertebe ve makam sahibi olan ehl-i sünnet alimi İsmail Hakkı Efendi’nin müminlere nasihat maksadıyla kaleme aldığı eserindeki mevzuların daha iyi anlaşılması için eserde ismi geçen ameli ve itikadi mezhep imamları ile evliyanın hayat ve eserleri hakkında da faydalı bilgiler verilmiştir.