Senin hiç ağacın oldu mu? Kendin ektiğin, kendin suladığın, ilk yapraklarını sevinçle karşıladığın bir ağacın... Benim oldu. En iyi arkadaşımdı Telli Kavak, hâlâ da öyle. Hep konuşurdum onunla; dertlerimi, öğrendiklerimi, sevdiklerimi anlatırdım. Sert rüzgârlara dayanması, güneşe uzanabilmesi için cesaretlendirirdim onu. O da konuşurdu benimle. Bazen yapraklarını hışırdatarak, bazen de rüzgârda salınarak…
Ondan hiç ayrılmayacağımı sanırdım. Sonra öyle bir şey oldu ki *sevginin uzağı yakın, engelleri yok ettiğini* öğrendim. *Sakın korkma. Yanındayım ben. Bu karayel bir süre sonra dinecek. Yine güneş doğacak… …Yine dimdik duracaksın. Yine dağları, tepeleri göreceksin. Yine kuşlar konacak incecik dallarına.* Hamdullah Köseoğlu’nun kaleminden Elif ile Telli Kavak’ın sevgi ve içtenlikle büyüyen dostluk hikâyesi…