İçinde yaşadığımız Antroposen Çağı, insanın yaşamsal davranışlarının doğada egemen olduğu, yerkürede olagelen değişimlerde ekosistem dinamizminde insan etkilerinin giderek arttığı bir süreçtir. Başka bir deyimle insanlığın yaşamakta olduğu karmaşık sağlık sorunları ile örülü bir çağda -21. yüzyılda- yaşıyoruz. Bir tarafta 21. yüzyıl dinamikleri, insan hayvan çevre arasında süregelen çokyönlü etkileşimler, süregelen olay ve olgular hakkında bilinmezlikler, hızlı ekosistem değişiklikleri, daha önce hiç karşılaşılmamış yeniçıkan biyotehditler, teknolojik değişim ve dönüşümler yüzyılı veya doğanın dengesinin insan eliyle hızla bozulmakta olduğu, küresel iklim değişikliğinin arttığı, ekolojik dengenin korunmadığı, canlı türlerin giderek yok olduğu, çevresel faktörlerin tetiklemesiyle patojen mikroorganizmaların mutasyona uğradığı, patojen sayılarının arttığı, mikroorganizmaların sınırları tanımadığı ve saldırganlaştığı, toplumda “mikrobiyofobiyanın” yaygınlaştığı, sosyoekonomik tehditlerin süregeldiği, kaotik ve tehlikeli bir süreç. Diğer tarafta, 20. yüzyılın ilk yarısında “mucize ilaçlar” olarak kullanıma giren ve sağlığa büyük katkıları olan “antibiyotiklerin” etkilerinin azaldığı, spektrumunun daraldığı, hekimlerin mikroorganizmalar ve enfeksiyonlar karşısında “çaresiz kaldığı” bir dönem veya “post-antibiyotik çağı”. İnsan ve veteriner hekimlikte yaygın kullanımı olan antibiyotiklere karşı patojen bakterilerin direnç kazanması ve antibiyotik direnç genlerinin tıpkı insanlar gibi dünyayı dolaştığı ve risklerin arttığı küresel antimikrobiyal direnç çağı. Antimikrobiyallere karşı çoklu direnç mekanizmalarıyla yaşamı tehdit eden yeni patojenler dönemi. Son yarım yüzyılda sayıları giderek artan epidemik ve/veya pandemik salgınlar, 21 yüzyıla özgü dinamiklerden kaynaklanan ve yaygınlaşan mikrobiyofobiya ve sonucu bilinmeyen pandemiler çağı…