İnsanın bilgi kaynakları farklıdır, vahiy de bunlardan birisidir. İslami telakkiye göre Kur’an, bilgi kaynaklarının başında gelir. Bu yüzden Müslümanlar, onun hakkındaki her tür ilmi faaliyete büyük önem vermişlerdir. Dolayısıyla onun öğrenilmesi ve anlaşılması, indiği günden itibaren başlamış, zaman ilerledikçe öğrenme ve anlaşılma çalışmaları daha sistematik ve pratik şekil almıştır. Bu amaçla eğitim kurumları kurulmuş, âlimler hem ders vererek hem de kıymetli eserler yazarak tefsir ilminin gelişimine katkıda bulunmuşlardır.
İlmi araştırma ve çalışma alanlarının geliştiği ve çeşitlendiği günümüzde tefsir, bağımsız bir ilim dalıdır. Tefsir ilmi, başlangıçtan bugüne, kendi içinde ulûmu’l-Kur’ân, tefsir usûlü, Kur’an’ı tefsir etme, Kur’an’ın çeşitli açılardan araştırılması ve kıraat gibi alt dallarda devam edegelmiştir. Biz bu konuların hepsine birden Tefsir Tarihidiyoruz. Tarih boyu Kur’an üzerine yapılan çalışmalar, bir tefsir edebiyatı hazinesidir. Son üç asırda buna Kur’an’ın dünya dillerine tercümeleri eklenmiştir.
Tefsir Tarihi,Kur’an’ı anlama ve yorumlama çabalarının tarihidir. İşte bu kitap, tefsirin hikâyesini, süreç içinde tefsirdeki gelişmeleri ve iz bırakmış şahısları, tefsir ürünlerini ve edebiyatını, Kur’an ve tefsir anlayışlarını, değişme ve yenilikleri aktarmaktadır.