Kur’an, kötülüklerden sakınma, emribilma’ruf ve ahlakî güzelliklerin toplumda yaygınlaşması ve hakim olması için insanlara birtakım emir ve tavsiyelerde bulunur. Bu bakımdan kişiye ve topluma birtakım mesuliyetler yükler. İslâm’a davetinde hikmet ve güzel öğüt yöntemini seçer. Gönderildiği insanlara Allah’ın emirlerini ve dinini yaşamayı zorla kabul ettirmeyi değil de kendi istek ve arzularıyla, hür düşünce ve iradeleriyle hak ve hakikate itaat eden ve bağlanan bireyler olmasını talep eder. Diğer yandan insanların iktisadî, ahlakî ve sosyal yönüne vurgu yapar. Önerdiği insan modelini ve hususiyetlerini tarihten ve peygamberlerden örnekler vererek açıklar. Bu amaçlara istinaden fazilet sahibi bir toplum bina etmeyi hedefler ve çeşitli şekillerle bunun maksatlarını ifade eder. Bu anlayış ve düşünceden hareketle Tevhidkonusu’nu ele aldık. Bu konuyu seçmemizdeki âmil, Kur’an’ın nüzul gayelerinden birinin tevhid olmasıdır. Bu çalışmada tevhidin hakikati ve tarihsel geçmişi nedir? Tefsir kaynaklarında yorumlama biçimi nasıldır? Günümüzde nasıl anlaşılır ve hayatımızla ilişkisi nedir? Bu sorulara klasik ve modern bazı tefsir kaynaklarının ışığında cevap bulmak ve onun hayat anlayışımızla ilgisini Kurarak özlü bir biçimde ortaya koymaktır.