Bay Abraham, "Biz Türkleri çok severiz, uzun yıllar Türklerle beraber iç içe yaşadık. İstanbul`da, Yunanistan`da, Kıbrıs`ta, Lübnan`da ve hatta burada Suriye`de birçok Türk dostum var. Onlarla çok iyi anlaşıyorum, inşallah zamanla seninle ve arkadaşlarınla da çok iyi dost olabiliriz." , "Tabii, neden olmasın, olabiliriz. Karşılıklı güven, saygı ve dürüstlük olduktan sonra bir sorun yaşanmaz sanırım," dedi Cemal. "Bak benim her tarafta adamlarım var, Avrupa`ya, Asya`ya ve Arap yarımadasına da çalışıyoruz. Trafik yoğun, onun için elimizde beş tane güzeller güzelleri kızımız var. Bunlar mankenlik ve modellik yapıyorlar. Muhtelif ülkelere gönderiyoruz onları, tabii onlarla beraber birçok da mal gönderiyoruz. Çok güzel bir organizasyonla işi götürüyorlar, ne zaman sıkışırlarsa da o zaman dişiliklerini kullanarak işi yırtıyorlar, çok kurnaz ve fettandırlar. Dişiliklerini çok zekice kullanıyorlar. Şimdi birazdan seni onlarla tanıştıracağım, sen de şaşıracaksın. Bunlar nasıl bu işi becerebiliyorlar diyeceksin. Şimdi mallar nerede?" diye sordu Bay Abraham. "Burada," dedi Cemal ve torbaları masaya bıraktı. Bay Abraham, "Şunları bir kontrol et," dedi Sofya`ya. Sofya hemen torbaları açıp teker teker kontrol etti ve "Tamam bay Abraham sağlam," dedi. "O zaman hemen içeri gir ve Bay Cemal`in paralarını getir," dedi. Sofya ayağa kalkarak bir odasının kapısından içeri girdi ve beş altı dakika sonra gazeteye sarılı ve bir poşetin içinde olan deste deste paraları getirip masaya bıraktı. Bay Abraham, "Buyurun paralarınızı teslim alın," dedi. Cemal paraları aldı poşetin içene koydu saymadan çünkü Bayan Sofya`ya güveniyordu.