Tükendi
Stok AlarmıZonguldak-Ereğli kömür havzasında madenciliğin başlaması, hem bölge halkı hem de Osmanlı İmparatorluğu için çok önemli bir gelişmeydi. 1848’den 1922’ye kadar teknoloji, idari yapı, sermaye bileşimi açısından havzada önemli değişmeler yaşandı; havza, kısa zamanda İmparatorluğun en büyük madencilik bölgesi haline geldi. Bölge, yüzyıl dönümünde on bine ulaşan işçi sayısıyla da Osmanlı işçi sınıfı açısından çok önemliydi.
Havzada görülen değişiklikler ve İmparatorluk çapında yaşanan ekonomik ve siyasi dönüşümler, işçilerin çalışma ve yaşam şartlarını derinden etkiledi ve incelenen dönemin sonuna doğru maden işçileri kayda değer aktörler haline geldiler. Elinizdeki çalışma, emek tarihçiliğine ilişkin bir değerlendirme yaptıktan ve havzanın tarihini genel hatlarıyla aktardıktan sonra havzadaki işçilerin durumunu ve meydana gelen değişmeyi iki ana tema etrafında inceliyor: İşçi ücretleri ve iş kazaları.
Kitabın vurgu yaptığı diğer konular arasında, Jön Türk Devriminin ve İmparatorluğu sarsan 1908 Grevlerinin havzaya ve maden işçilerine yansımaları yer alıyor. Toplumun, devletin ve sermayenin tarihi yazılmadan işçi sınıfının tarihinin yazılamayacağı tespitinden yola çıkan kitap, Osmanlı İmparatorluğu’nun son onyıllarına dair genel çıkarımlar yapıyor, Cumhuriyet dönemi işçi sınıfına miras kalan mücadele geleneğinin izlerini sürüyor. Şimdiye dek çok az kullanılmış orijinal kaynaklara dayanan, hem Osmanlı işçi sınıfını hem de Osmanlı İmparatorluğu’nu anlamaya yönelik bir çaba...