Elinizdeki kitap baskıcı ve totaliter rejimlerin insan hayatını nasıl çekilmez hâle getireceğinin çok sayıda örneği ile dolu. Örnekler çoğunlukla aristokrasi ve Kilise hâkimiyetinin yaşandığı devirlerden seçilmişse de burjuva iktidarının sömürgeci uygulamaları da yazarın eleştirilerinden nasibini almış. Çoğu zaman insanlık namına içimizi acıtan, zaman zaman -aklın devre dışı kaldığı örneklerde- tebessüm ettiren hadiseler bize insanlığın özgürlük ve demokrasi yolunda katettiği mesafenin ne kadar mühim olduğunu ve ne kadar hassasiyetle korunması gerektiğini gösteriyor.
İnsanlığın, akıl ve iradesini kısıtlayan bağlardan kurtulduğunda ilerleme adına nasıl güçlü adımlar atılabildiğinin örneklerini Orta Çağ öncesi zamanlardan bile bulup önümüze koyarak bizleri şaşırtıyor. Bu sebeple bu eseri insanlık tarihinin bütüncül bir özeleştirisi olarak okumak da mümkündür.