Bugüne kadar ders kitaplarından öğrendiğimiz tarih bilgileri, bizlere bulunduğumuz toprakların gerçek tarihini sunabilmiş midir? Burası kuşkuludur. Hatta son yıllarda yapılan bilimsel tarih araştırmaları, öğrendiğimiz tarihin birçok yönden eksik ve yanlışlarla dolu olduğunu göstermektedir. Ancak, yeni araştırmalar, bu yanlışlıkları düzeltip azaltacak önemdedir. Yeni belgeler ışığında tarihin bilimsel temellere oturtulması çalışmaları özel ve tüzel kişiler tarafından yapılmaktadır. Bu nedenle de korkmadan tarihle yüzleşmek gerekmektedir.
Sağlıklı bir toplum, ancak içinden sorgulayıcı ve yüzleştirici bireylerin çıkmasıyla mümkün olabilir. Gerek güncel olaylarla ilgili, gerekse tarihi konularla ilgili sorgulayıcı ve yüzleştirici düşüncelerimizi başkalarıyla paylaşmak istemiyoruz. Bunun, baskılayıcı ve yönlendirici bir yönetim anlayışından kaynaklandığını söylemek mümkündür. Bu durum, bilgi toplumu olabilmemizi geciktiren önemli bir faktör olarak görülmektedir.