“Şüphesiz hamd Allah’a (Azze ve Celle) mahsustur. O’na hamdeder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerlerinden, amellerimizin kötülüklerinden Allah’a (Azze ve Celle) sığınırız. Allah’ın (Azze ve Celle) hidayete ilettiğini kimse saptıramaz. Saptırdığını da kimse hidayete iletemez. Şehadet ederim ki Allah’tan (Azze ve Celle) başka hiçbir ilah yoktur. O bir ve tektir, O’nun ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed O’nun kulu ve Rasûlüdür.
Bundan Sonra hiç şüphesiz en doğru söz Allah’ın (azze ve celle) sözüdür. En hayırlı yol ise Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) yoludur. En kötü ameller sonradan uydurulanlardır. Sonradan uydurulup dine sokulan her amel bid’at, her bid’at sapıklık ve her sapıklık da ateştedir.” Ve sonra; Alim, imam, müctehid, mücahid, Muhammed b. Ali eş-Şevkani diyor ki: İlim ehlinden muhakkik olan bazı kişiler benden taklidin caiz olup olmadığı konusunda hakkı beyan edecek ve bu konuda hiç bir şüphe bırakmayacak bir araştırma yazmamı istedi. Bu istekte bulunan kişi önde gelen alimlerden olunca bu cevabı münazara ilmi üslubuyla yazdım.