*Gece gördüğü rüya geldi aklına… Neydi acaba o Kumral Saçlı kızın adı? Lokantaya girdiği günden bu yana her sabah aynı saatte geçip gidiyordu lokantanın önünden, akşam da aynı saatte, aynı tempoda geri dönüyordu. Lokantanın önüne atılmış tahta tabureler arasından, kıvrıla kıvrıla gidip geliyordu. Adını bilmiyordu, o nedenle de kızın adı Kumral Saçlı’ydı Erol için… Tahta Tabureler arasından gelip geçen Kumral Saçlı kız…*
Erol’un tutkusu çevresinde oluşan olay örgülerinde, yazar, derinlikli betimlemeleri ile okuru romanın içine katıyor. Aşkla sarmalanmış, şiveli anlatımıyla Birol Öztürk bu kitabında *Kader randevusuna sadıktır.* diyor ve meraklısına seslenirken, okurlarını tahta taburelere konuk ediyor.