-Eğer birisinin en büyük hayali Amerika’ya gitmek ise, ne dersin bu duruma?
-Bir kişi, ancak, ihtiyaç duyduğu şeyin yalnız orada bulunduğuna kanaat getiriyorsa Amerika’ya gitmelidir.
-Peki toprağın altından oraya gitmeyi planlıyorsa?
-Ne yani, şimdi tutup da farelerden mi konuşalım istiyorsun?
Güldüm ve yeniden sordum: *Yok dedeciğim! İnsanlar hakkında konuşalım istiyorum tabii.*
-Amerika’ya yerin altından gitmenin bir yolu var mıdır sanıyorsun?
-Yok dede! Ama bir insan illa ki toprağın altından gitmeyi kafasına koymuşsa, bir yolunu da bulur elbette.
-Peki o halde. Eğer böyle bir insan varsa ve yaptığı işte heyecan arıyorsa, biz de dua edelim ki istediğine ulaşsın ve başarılı olsun.
Elimi gökyüzüne doğru kaldırdım ve kendi kendime dua ettim: *Allah’ım! Toprağın altından yol açıp gitmek isteyenlere sen yardım et ve bu işlerinde onlara kolaylık ver!*
Taçsız ve Tahtsız Prens de duama ortak oldu: *Amin! Ben de o halde oraya gitmesine izin veriyorum ve ona Taçsız ve Tahtsız Prens unvanını veriyorum!*