Arif, gözünü kızın yüzünden, hele hele gözlerinden ayıramıyordu. Kız gerçekten çok güzeldi. Hele gözleri, âşıkların şiirlerinde anlata anlata bitiremediği türden, yakıcı, kavurucu, delici bir şeydi. Yok yok, bunların ötesinde; “kıyıcı” bir gözdü. Evet, tam anlamıyla öyleydi. Kıyıcıydı. İnsan bu gözler için her şeye kıyardı. Malına, mülküne, gençliğine, hatta hatta, insan bu gözler için hayatına bile kıyabilirdi.