Kar yavaş yavaş çekiliyordu, her yer çamurdu. Yeni yeni filizlenen çayırların ve ağaçların güneşin sıcaklığı ile buluştuğu yerde çimen ve çamur kokusu birbirine karışarak adeta baş döndürüyordu. Bir yandan da eriyen kar suları derelerden akıp Tat Tepesi`nin ardındaki Kelkit Çayı`na dökülüyordu. Yazın o kızgın sıcaklığında dere yatağı yaz sonuna kalmadan kuruveriyordu.
...
Yaz sıcak geçecek gibi Halil. Ağaçlar iyice kuruyacak. Köy meydanındaki çeşme daha kar suları bitmeden
– şimdiden- serçe parmağı kadar akıyor, yaza varmadan iyice kuruyacak. Bu yaz belli ki çok zorlanacağız. Ne içmek için ne de banyo, bulaşık, çamaşır için su bulacağız. Halil`in gözlerinin içine baktı.
Halil,
- Öyle öyle, su az bu yıl. deyip sağa sola bakındı sonra gözlerini havaya sanki sabit bir noktaya bakar gibi kilitledi. Başka da bir şey söylemedi.
..