Kimliğindeki adı Elif, köydeki adı Sevcan olan, kendisini tanımadan, usunu geliştiremeden evlenen, ana babalığın bilincine varamadan da çocuk sahibi olan, daha kendi çocukluğunu içinde yaşarken, kendi gelişmezse çocuklarından iyi insan olmalarını nasıl bekleyeceğini düşünen bir kadın gerçekliğiyle buluşuyoruz Susku`da. Kutsanan anneliği, kocaya bağımlı kadınlık yükünü taşıması güç ve yorucu olmasına karşın, mutlulukla sabırla sürdüren, hepsini bir koltuğa sığdırmaya çalışırken tökezlediğini düşünen bir kadın gerçekliğiyle...
Çocuğunu kendinden, yuvasından uzaklaştırarak ona kıyacak, ayırım yapacak denli babalık bilincinden uzak bir babanın evlatlık verdiği, adaletsizlik duygusuyla o yaşta bile canı yanan Elif`in köydeki çocukluğundan, öğretmen okulu yıllarındaki ergenliğine, oradan öğretmenliğine, evliliğine, anneliğine evrilen ve yakın dönem Türkiye`sindeki toplumsal eylemlerle iç içe olan bir yaşamın iç hesaplaşmasını okuyoruz.
Hatice Sönmez Kaya, Elif ya da Sevcan`ın düşüncelerinin karşılığını kendini yoklayarak bulmaya çalıştığı bu gerçekliği ve bu hesaplaşmayı insan durumlarıyla örtüştürerek sunuyor Susku`da.