Tükendi
Stok AlarmıUmut yolunda Suriye`den Türkiye`ye uzanan yaşamlar...
Fabien Toulmé`nin gerçek kişilerden ve yaşanmış olaylardan esin alarak üç ciltlik bir seriye dönüştürdüğü Hakim`in Yolculuğu, insanlığı unutmuş bir dünyada insan olmanın nasıl bir şey olduğuna dair etkileyici bir grafik roman.
Sanatçının, uzun araştırmalar sonucu ve yıllara yayılan ikili görüşmeleriyle şekillenen anlatısı, Suriye`deki savaş nedeniyle sahip olduğu her şeyi geride bırakıp, tamamen yasal yollar üzerinden, yeni ve daha ``yaşanabilir`` bir hayat kurmaya çabalayan bir adamın mücadelesine tanıklık ettiriyor.
Kendi hâlinde bir bahçıvanın başına neler gelebilir? Hakim için yaşam, hayallerinin peşinde azimle çalışan bir genç için seyrinde ilerlerken 2011`de Suriye sokaklarında filizlenmeye başlayan Arap Baharı hareketi ile altüst olur. Dayatılan korku iklimi başta büyük kentler olmak üzere tüm ülkeyi sarar. Fidanlığı gasp edilen ve ardından sokaktaki yaralılara yardım ettiği gerekçesiyle bir süre tutuklu kalıp işkence gören Hakim için artık Suriye`de yaşamak imkânsız hâle gelir. Genç adamın Şam`ın güney banliyösünden başlayan sürgünlüğü; Lübnan, Ürdün, Türkiye, Yunanistan, Makedonya, Sırbistan, Macaristan, Avusturya, İsviçre ülkeleri üzerinden Fransa`nın Aix-en-Provence şehrine kadar uzanır.
Serinin ilk kitabı olan ``Suriye`den Türkiye`ye``yi Desen okurları için özel kılan yanı Türkiye`den de bolca kareler içermesi. Sokak tabelalarından şehirlerin mimarisine ve evlerin mobilyalarına kadar incelikle verilen detaylar da Fabien Toulmé`nin çizer olarak hikâyeyi aktarmadaki ustalığını kanıtlıyor. Hakim`in 2013`ün Mart ayında, Amman üzerinden uçakla Antalya`ya gelmesiyle başlayan Türkiye serüveni; sırasıyla İstanbul ve İzmir şehirlerini de kapsayan bir güzergâhta, trajikomik durumlar eşliğinde veriliyor.
Yaşanmış bir hikâyeye dayanmasından ötürü hem bir belgesel hem de merak uyandırıcı bir haber röportaj niteliği taşıyan Hakim`in Yolculuğu, usta bir çizer ve hikâye anlatıcısı olan Toulmé`nin güçlü görselleriyle müthiş bir sinematografik anlatım sergiliyor.
``Bunun benim başıma gelebileceği aklımdan bile geçmezdi. Anlıyorum ki her insan bir gün `mülteci` olabilir... Bunun için ülkenin çökmesi yeterli. Ya sen de onunla birlikte çöküyorsun ya da çekip gidiyorsun.``