Dauphine’nin küçük bir kentinde, dünyadan soyutlanmış, hemen bütün ziyaretlerden, dışarıyla her tür ilişkiden mahrum haldeki sürgün, Eski ve Yeni Dünya hapishanelerinde belirli bir deneyimi olmasına rağmen, bugüne kadar ona dayatılmış rejimlerin hepsinden daha ağır, ve fransız işçi hareketinin bağrında kısıtlı ama gerçek bir faaliyetin verdiği belli bir orandaki özgürlük döneminden sonra yaşanıyor olması nedeniyle bir o kadar daha tahammül edilmez bir rejimle karşı karşıyadır. İşte o sırada ve bu koşullarda, günü gününe, okuduklarının kendisine düşündürdüğü fikirleri ve içlerine kapanmanın, alışkın olduğundan daha fazla kendi kendisine sığınmayı getireceği, ve bu benzersiz belgeyi, dolayısıyla da bugüne kadar yayınlanmış eserleri arasında paha biçilmez nitelikte olan "Günlük"ünü oluşturacak notlarını, defterlere kaydetmeye karar verir. -Alfred Rosmer-