Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem`in "Kıyametin kopacağı vakte kadar ümmetimden bir kesim hak üzere muzaffer olarak var olmaya devam edecektir" (Buhârî, Müslim) buyruğu; bu dinin belli bir taifenin/kesimin şahsında temsil edilerek kıyamete kadar kalmaya devam edeceğini açıkça göstermektedir. Bu kesim ise Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem`in dinde ayrılık ve ihtilaf vukubulduğunda helak olacak fırkalardan istisna ettiği "fırka-i nâciye/kurtulmuş fırka"dır, yani "ehl-i sünnet ve`l-cemaat"tir. Ehl-i sünnet ve`l-cemaat ise; ashab, tabiîn, selef-i salihîn, dört imam ve hidayet imamları olan fazilet sahibi üç nesildeki hadis ve ilim ehli olup dinde fakih olan, onların izlerini sürüp yollarını takip eden, onların gösterdikleri ve tutturdukları hidayet yoluna uymayan şeyleri ve dinde herhangi bir bid`ati sonradan ortaya çıkarmayan kimselerdir. İncelediğiniz eser, "sünnet" ve "cemaat" kavramları temelinden hareketle bu kavramların gerçek manalarını ve onlara yüklenen anlamları açıklamakta, Allah`ın dini olan "İslâm"ı, "Kur`ân"ı, "Sünnet"i, "Cemaat"i ve "Ehli Sünnet vel-Cemaat"i bu kavramların perspektifinden izah etmektedir.