Neşriyat hayatına “bismillah” dediğimiz günden bugüne muhtelif sahalardaki hizmetlerimizle ilerliyoruz hedeflerimize doğru. ‘Dirâyet’li bir düşünce ve duruşla mâziyi âtiye taşıma gayesiyle yürüttüğümüz ‘Ehl-i Sünnet istikâmetinde hizmet’ çalışmamızın bir meyvesiyle daha yeniden karşınızdayız.
Modern Kur’an telakkilerini konu edinen sayılarımızdan sonra üzerinde hayli şüphe oluşturulan “Sünnet-i Seniyye” üzerinde bir çalışma yapmanın isabetli olacağı kanaatine vardık.
Bu sebeple günümüzde etrafında şüphe kasırgalarının estirildiği Sünnet-i Nebeviyye eksenindeki muhtelif konuları tahlil ve mezkûr şüphelere cevap niteliği taşıyan makaleleri muhtevi bu eserle buluşturduk sizleri.
Bu sayıda da hocalarımız çok önemli konuları ele aldılar. Dini bir vecibe addedilmesi gereken asıllarımızı savunma adına pek mühim konuları vuzûha kavuşturdular. Husûsen coğrafyamızda baş göstermiş Sünnet inkârcılığı akımının îras ettiği bazı şüphelere yönelik olan bu çalışmalar pak zihinlerin karıştırılmaması ve meselelerin gizlenen gerçek veçhelerinin tebarüz etmesi gayesiyle enine boyuna işlendi. 8 Makalelerimizin hacim olarak geniş olması sebebiyle dergimizin formatında bir değişikliğe gitmiş bulunmaktayız. Kitap tarzı çalışmaların birçok açıdan daha faydalı olduğu kanaatinden hareketle bundan böyle mecmuamız bu şekilde neşredilecek.
Hadis inkarcılığının tarihçesi, hadislerin Kur’an’a arz usulünün hadis münkirleri tarafından nasıl istismar edildiği, ulemaya tabi olmadan Sünnet’e tabi olma iddiasının beyhude bir slogan olduğu, hadislerin güvenilirliği meselesinde İslâmî paradigma ile oryantalist paradigma arasındaki fark, mürsel hadise ulemanın bakışı ve makbuliyeti, telakki bi’l-kabûl’ün hadislerin takviye edilmesindeki etkisi, Kur’an’ın dörtte birini teşkil eden enbiyâ kıssalarında ana temanın ya peygambere tabi olmak ya da helâk olmak olduğuna dair makalelerin yer aldığı çalışmamızda kitabiyât bölümünde konu başlığımızla ilgili birkaç mühim eserin tanıtımı mevcut. Çalışmamızın son bölümünde iki adet Arapça makalemiz de mevcut. Bu iki makalenin birincisinde Sünnet’e ittiba olmadan muzaffer olamayacağımız vurgulanırken ikinci makalede de tasavvufî esasa da işaret eden “” rivayetinin tahrîci yapılmış.
Rabbimiz, çalışmalarımızı rızasına muvafık kılıp, hakkıyla müstefid olmayı cümlemize nasip eylesin.