Deniz kıyılarından çok yukarılarda, çamlık, dereli tepeli bir yerdi Çağıloluk Yaylası. Bu cennet köşede obasıyla yaşayan öksüz bir Yörük kızıydı Sumru. Acımasız üvey annesinin hışmından ninesinin kucağına sığınarak kurtulmaya çalışırdı. Ta ki onu, çok sevdiği kuzusundan, Melek’inden ayırana kadar... Bu, Sumru için bir dönüm noktası oldu. Hele üvey annesinin ona hiç benzemeyen küçük kardeşi Didem’i, onun teyzesi Naşide Hanım’ı tanıdıktan sonra...
Katı kalpli üvey annenin karşısında duran sevgi dolu beş yürek... Bu yürekler kötülükleri yenebilecekler mi?