Babil’deki Sümer yerleşimleri oldukça eski bir döneme tarihlense de bu toplumların oldukça yüksek bir kültür seviyesine sahip oldukları görülmektedir. Pişmiş ve pişmemiş tuğlalardan kendileri için evler, tanrıları için tapınaklar inşa etmişlerdir. Koyun ve sığır yönünden zengindiler, düzenli kanal sistemleri ve sulama kanallarıyla topraklarının doğal verimini arttırmışlardı. Dönemlerinde heykel sanatları ve çömlekçilik kaba bir estetiğe sahip olsa da esas başarıları, çizgiler ve çentikler kullanarak uygarlıklarının ileri aşamasını anlatmakta yeterli bir yazı sistemi keşfetmiş olmalarıdır. Elde edilmiş işaretlerde, resimyazılarda, bulunan en erken ve en ilkel yazıtlarda bile düşünceleri anlatan semboller, fonetik olarak heceleri de karşılamaktadır. Sümerler tarafından böylesi karmaşık bir yazı sisteminin kullanılması oldukça uzun bir öncül gelişmeler sürecine işaret ediyor. Bu süreç Babil’e gelmeden kendi yurtlarında da gerçekleşmiş olabilir. Eldeki birkaç yüzyıl öncesi bir döneme ait en eski bulgular ışığında, bu antik insanların uzak geçmişinin Basra Körfezi çevresindeki yerleşimlerde başladığını görüyoruz.