1894 yılında Yahudi asıllı Fransız subayı Alfred Dreyfus vatana ihanet ve casusluk suçlamalarıyla yargılandı, rütbeleri söküldü ve mahkûm edildi. Sahte deliller, yalan ifadeler ve usulsüz duruşmalarla yürütülen dava on yılı aşkın bir süre boyunca kamuoyunu meşgul etti.
Émile Zola, dönemin cumhurbaşkanına hitaben yazdığı Suçluyorum! adlı açık mektubunu gazetede yayımlatırken, hem yakından takip ettiği sürecin ayrıntılarını ve olayın sorumlularını açıklıkla dile getirdi, hem de insan haklarını korumak adına tarihe geçen entelektüel bir duruş örneği sergiledi.