Bazı hikayeler, yazarının hikayesinden ayrı okunamaz.
“Kötülükten kaçmak
ve kaçınmak farklı şeylerdir.
Önemli olan kaçınmaktır,
böylece kimse kaçmak zorunda kalmaz.”
Böyle başlıyordu Oğuzcan Acar’ın son romanı Şubat Döngüsü.
Şubat Döngüsü de Oğuzcan Acar’ın hayatı da bir kötülükten kaçınma hikayesiydi.
Bir ekim akşamında, annesini ve kız kardeşini kahramanca korumaya çalışırken kötülüğe kurban verdik Oğuzcan’ı.
“Ölümün ömrü olur mu?
Olmadığından belki de kıskanıp kıyıyordur nice canlara.”
Ve yine böyle başlıyordu Oğuzcan Acar’ın son romanı Şubat Döngüsü.
Ölüm, ömrüne bütün bir aydınlığı sığdıran genç bir Türk münevverini kıskanmıştı.
Elinizde tuttuğunuz bu eser genç yaşta rüştünü ispatlamış bir yazarın, psikoloji, korku, mistizm, halk bilimi ve Türk mitolojisiyle incelikle örülmüş kusursuz bir kurgusu. Tıpkı ilk romanı Tamu Kapısı Anıları gibi, zor edebiyat metotlarının cesurca kullanıldığı bununla birlikte soluk vermeden okunacak bir akış içerisinde. Tıpkı yazarın kendisi gibi bitmek bilmeyen bir sohbet, zekânın neticesi bir mizah, üzerine uzunca dalınıp giden cümleler sunuyor muhatabına.
Oğuzcan Acar’ın vefatının ardından yayınlanan ilk eseri olan Şubat Döngüsü, Oğuz’un Türk Edebiyatı ve yazın hayatına kısacık ömründe sağladığı eşsiz katkılardan yalnızca biri. Sevgili Oğuz’un doğum gününde neşrettiğimiz bu edebiyat harikasının, kadirşinas okuyucusuna kavuşması dileğiyle.