Onların sualtına olan tutkusu yaklaşık 26 yıl önce Marmara`nın mavi sularında başladı. Çocukluklarından beri denizle hep iç içe yaşadılar, onun rengini, kokusunu hep sevdiler, içlerinde hissettiler. Ondan uzak olduklarında hep onu düşündüler.
Her ikisi de denizin onlara sunduklarını saygıyla karşıladı, sevdi ve korumayı ilke edindi. Denize olan tutkularını zaman içinde yazıları, fotoğrafları veya tertiplenen seminerlerde sualtı severlerle paylaştılar. Aralarına yeni dalgıçları, fotoğrafçıları katmak için çaba harcadılar.
Sualtını tanımayanlara ise bu dünya ürkünç ve karanlık gelir. Oysa en azından bir maske ve paletle dalanlar için bile bu esrar perdesi zamanla aralanır, korku hayranlığa dönüşür. İşte bu duygu ve düşünce ile yola çıkarak bu kitabı hazırladılar. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de sualtı sporuna olan ilgi gün geçtikçe artıyor.
Sualtında kalmanın kurallarını bilenlere son derece zevkli bir dünyanın kapılarını açan bu spor ciddi bir eğitim gerektiriyor. Bu kitabın yazılmasının amacı; en ufak bir hatayı bile affetmeyen sualtı dünyasına ilk adımı atmak isteyen meraklılara temel bilgileri vererek dalış hakkında, kısmen fikir sahibi yapmak, dalış sporuna başlamak isteyenleri de mutlaka bir kursa gitmelerini teşvik etmek.