Kaçırılan bir kadının peşindeki iki gazeteci, petrol endüstrisi ve onlara karşı direnen militanlar, savaşın ortasında kalan yoksul halk…
Habila’nın çarpıcı anlatımıyla petrolün Nijer Deltası’nda toprakları ve insan ruhunu nasıl kirlettiğine şahit olurken sadece çevresel bir krizi değil aynı zamanda insan doğasının en karanlık yönlerini gözlemliyoruz.
Genç gazeteci Rufus ve onun için eski bir kahraman olan gazeteci Zaq’in tehlikeli yolculuğunda içsel çatışmalar, siyasi entrikalar, doğal güzellikler ve karmaşık ilişkiler ustalıkla işleniyor. Çevresel sorunlar ve insanlığın savrulan değerleri arasındaki çekişmenin okuru derin düşüncelere sevk ettiği bu hikâye, bizi düşmeyen gerilim seviyesi ile sürükleyici bir yolculuğa davet ediyor.