Tek sahip olduğum bir düello ve bu düello da bir yandan, ömrümün her anında, benim güçsüzlüğüme güçsüzlük katan ve umutsuzluğumu daha da derinleştiren sahte teselliler ve diğer safta beni geçici bir özgürleşmeye kavuşturan hakiki tesellilerdır. 
Belki de şöyle demeliyim: tek gerçek teselli, tek çünkü gerçekte benim için bir tek hakiki teselli mevcut, o da bana özgü bir insan olduğum telkinini veren, parçalanamaz, bütünlüklü bir birey olmamı onaylayan ve kendi sınırlarıma sahip ve o sınırlar içerisinde hâkim birisi olduğumu gören hakiki bir teselli. 

Dagerman, 1940’lı yılların en önemli yazarlarından birisidir. Özellikle 1945-49 yılları arasında yayınlanan birçok edebiyat ve gazetecilik eseri çok büyük yankı uyandırmıştır. 1949`da birdenbire yazmayı bırakır, görünürde hiçbir neden yokken. Bundan beş yıl sonra İsveçli hayranları, kuşağının bu en parlak yazarının hayatına son verdiğini büyük şaşkınlık içinde öğrenirler. Bir işçinin oğlu olan Stig Dagerman, taşrada büyük ebeveynlerinin yanında yetişir. Babasıyla yaşamak ve öğrenim yapmak üzere 1932`de Stockholm`e gelir. Yazarlık kariyeri 1941`de işçi sendikası gazetelerinde kültür sayfalarında başlar. 1943`te bir Alman mülteci ailesinin kızı olan Annemarie Götze ile İsveç vatandaşlığına geçebilmesi için evlenir. 
Stig, Alman Sonbaharı adını verdiği savaş sonrası günlük yazılarını ona ithaf eder. 
1945`te çıkan ilk romanı Ormen (Yılan) yeni bir İsSveç edebi dalgasının öncüsü olarak kabul edilir. 1946-1947 arasında Almanya`ya, savaş sonrası sefalet ve yoksullukları, savaşın yol açtığı trajedileri gözlemlemesi için gazetesi tarafından gönderilir. Romanları ve yazarlık başarıları dört yıl boyunca devam eder. Fakat 1949 yılında yazmayı bırakır. 1950`de eşinden ayrılır ve 1953`te aktris Anita Björk ile evlenir. Ve 4 Kasım 1954 günü Stockholm dışında bulunan evinde arabasının içinde intihar etmiş olarak bulunduğunda 31 yaşındadır.