Günümüz dünyasında güçlü bir ulusal ekonomiye sahip olmak, her şeye hazırlıklı olmak, hatta belirsizlikleri "ulusal çıkarlar" doğrultusunda yönlendirmek büyük önem taşımaktadır. Gelişmeleri ve olayları geriden takip etme dönemi dün olduğu gibi, bugün de geçerli değildir. Bu tür siyasal ya da diplomatik eğilim, ulusal güvenliğe ve çıkarlara büyük darbe vurabilmekte; ülke adına üretilen politikalar, büyük güçlerin ulusal stratejilerinin aracı ya da payandası olmsaının ötesinde bir anlam içermemektedir.Bunun sonucu olarak, bırakın sürece müdahale etme ya da etkinlik kurmayı, ortaya çıkan gelişmeleri anlamak birle güçleşmekte; "ulusal çıkarlar" doğrultusunda krizleri ve sorunları yönlendirme olanağı ortadan kalmaktadır.Bu nedenle, ulusal ve uluslararası alanda, ileride ortaya çıkabilecek potansiyel kriz alanlarının belirlenmesi, bunlar hakkında çok yönlü siyasalların oluşturulması zorunludur. Bu da, duygusal ve yüzeysel söylemlerden uzaklaşmayı, siyasallara temel oluşturacak kapsamlı düzeyde bilimsel bilginin üretilmesini, çeşitli senaryoların geliştirimesini ve bu doğrultuda geleceğe yönelik kısa ve uzun dönemli stratejilerin belirlenmesini gerektirmektedir.