Kalabalıklar arasında hızla yalnızlaşan günümüz insanının en büyük açmazlarında biri hiç şüphesiz ‘kültürsüzlük’tür. Bu aynı zamanda çağdaş küresel sistemin beraberinde getirdiği bir sonuçtur. Böylece ‘çokluk’ içinde yaşanan ‘yokluk’ beraberinde aptallaştırılmış, aylak ve de alık bir güruh peyda etti. Bireyler artık sanal dünyanın sözde ‘sonsuz’ ama gerçekte ‘daraltılmış’ sınırları içinde var olan ruhunu kaybediyor. Bu yara gittikçe derinleşiyor ve devası olmayan bir illete dönüşmek üzere! ...
Bir devletin büyüklüğü sadece ekonomik göstergelerinden değil, kültür-sanat-edebiyat değerlerinin yaşanmasından, yerleşmesinden belli olur.
Çünkü kültür de, eğitim de, sanat da bir beka mücadelesidir. Kültür-sanat-edebiyatınız varsa yasarsınız, değilse yok olmaya mahkumsunuz. Şayet kültür-sanat-edebiyatınız sağlam temeller üzerinde ise hiçbir güç sizinle baş edemez.
Hâsıl-ı kelam; yeni bir kültür hamlesi ve de medeniyet inşasına şiddetle ihtiyacımız var!
Temennimiz; insanlık medeniyetinin kültür, sanat, eğitim ve edebiyat ile hayat sahnesinde yeniden şahlanması!... Bunu hep birlikte başarmak zorundayız.