İçinde bulunduğumuz olaylar zinciri seni bana getirmişti...
Sera… Sera… Sera…
Bana, hayatın tüm acılarını ve olumsuzluklarını unutturan isim...
Geçmişte kabul olmayan, bugün ve gelecekte de kabul olmayacak dualarımın karşılığı...
Bir insana, sonsuza dek sevmeyi, beklemeyi göze aldıracak bir tercih...
Ve on yedi yıl sonra İstanbul’da teyzenin kızı ile karşılaştım. Ondan, ölümün ile ilgili yıllarca saklanan gerçeği öğrendim. İntihar etmemiş, incelikle planlanan bir oyuna kurban gitmiştin.
İntihar mı, kaza mı, cinayet mi? Hangisi gerçek? Artık ne fark eder ki? Benim için gerçek basit: Sen öldün; sevgimiz yüzünden, sözümüz yüzünden.
Aramızdaki sözün hayatlarımızı değiştireceğini nereden bilebilirdik? Ve işte oldu; Birbirimizin hayatını değiştirdik, hem de sonsuza kadar.