İnsan istikametini yitirdi, güzergâhını şaşırdı, yolunu kaybetti. Yönsüzlüğün, yolsuzluğun boşluğuna düştü, sözü düşürdü. Düştüğü yerden sözle kalkacaktır; söze dayanıp, söze tutunup, sözü kuşanıp kalkacaktır. Sözü ayağa kaldırdığı ölçüde doğrulacak, yücelttiği ölçüde yücelecektir. İnsan, gözle yaşamaktan ziyade sözle yaşamak gerektiğine inandığı zaman, anlam ve erdem yolunda ümitleri çoğaltan bir imkân elde edecektir. Sözle tanışmak ve sözü taşımak önemlidir. ‘Söz taşımak’ deyimiyle mahâlle dedikodularından başka akla bir şey gelmeyen vasatta, sözün ilmî, edebî, felsefi derinliğine dikkat çekmek istedik. Dil üzerinden söze ve sözle gelen, sözle var olan tasavvur dünyamızın kıyıma, katliama uğratıldığı yakın geçmişimizin hazin tecrübeleri sebebiyle işimiz zor, fakat önemlidir.