Bir derviş gibi olabilsek keşke, fikrimiz neyse zikrimiz de o olsa. Zikrimiz yapıp ettiklerimize yansısa, yapıp ettiklerimiz de bizi ukbâya taşısa. İki günlük dünyadaki tüm derdimiz de bu değil mi zaten…
Karmaşık ve yıpranmış dünyamız, ilişkilerimizi de zedelediğinden çoğunlukla ikircikli yaklaşımlara kayıyoruz, bazen de buna zorlanıyoruz. Sosyal medya da bu yönüyle bizi biz olmaktan çıkartmaya müsait bir zemin olarak bir şeyleri alıp götürüyor bizden. Bu durumda birazcık derdimiz varsa kendimiz olma ve kendimiz kalma çabasını yaşatmaya çalışıyoruz inadına…
Kayıt düşmenin önemini vurgulardı büyüklerimiz, üstatlarımız. Yaş ilerledikçe kayıt düşmeyi daha da önemser oldum. Tüm bu kayıtlarda bir taraftan muhataplarımıza duygu ve düşüncelerimizi aktarırken diğer taraftan onlardan çok şey öğrendim. Onlara bir şeyler verdiğimi düşünürken aslında onlardan çok şey aldım; fikir aldım, heyecan aldım, muhabbet aldım. Ve tüm bunları en yoğun şekilde özellikle genç kardeşlerimle yaşadım, ne kadar şükretsem azdır…