Ekonomi politikalarının başarılı olması, toplumun refah düzeyinin yükselmesi sonucunu doğurur; bu ise ekonomi politikalarını uygulamaya koyan siyasetçilerin uzun süre ülkeyi yöneteceklerini de.

Demokrasi çıtası yüksek ülkelerde seçimle gelen siyasetçilerin, ekonomi, sosyal, kültürel ve toplumsal nitelikli tüm kararlarını değerlendirecek olan tek ve son makam, millettir. Günümüzde baş döndürücü bir hızla gelişen yazılı ve görsel iletişim araçları sayesinde hemen her şeyden, her konuda, herkesin anında haberi olmaktadır. Millet; iktidarın, muhalefetin, sivil toplum örgütlerinin, kısacası tüm kurum ve kuruluşların ne yaptığını, ne yapmak istediğini, niyetinin ne olduğunu kolaylıkla anlayabilmekte, kendine söz hakkı geldiğinde yani seçim zamanı gelip sandık önüne konulduğunda ise, ülkemizi yöneten siyasetçileri değerlendirme adına oylarını kullanmaktadırlar.

Bu karar aşamasında halkın dikkate aldığı en önemli konu, maddi açıdan daha iyi duruma gelip gelmediği ile kendilerinin ve çocuklarının geleceği konusunda ne düşündükleridir. İşte bu noktada dikkatlerden kaçmaması ve üzerinde durulması gereken, aslında uygulanan iktisat politikalarının sonuçlarının halk tarafından notlandırıldığının görülmesidir. Bu büyük resmi doğru okuyan siyasetçilerin, uygulamaya koydukları ekonomi politikalarının halkın değerleriyle uyumlu olacağı, milli gelir pastasını büyüteceği ve ancak böylelikle ülkeyi yönetme ruhsatını alacakları ortadadır. Bundan başka yol da yoktur.