Kafamı yavaşça salladım. Semih banktan kalktı, gitti. Onun arkasından bakarken gökyüzünde yağmur sonrası beliren gökkuşağını fark ettim. Ölüm hayatın en sarsıcı kodlarından biri olmasına rağmen, oyunun yas tutmadığını bilakis bunu sıradan bir olay olarak algılamasının ne kadar acımasızca olduğunu düşündüm. Adına hayat dediğimiz bu programı yazan parmaklar için doğmanın ve ölmenin birbirinden farkı yoktu. Denge için bu ölüm kodu gayet gerekli olan bir şeydi, hatta en önemlisiydi çünkü hepimiz ölmek için doğuyorduk.
Genç network mühendisinin, evinde ölü bulunmadan önce yapması gereken son bir yolculuk vardır. Hayatı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçerken yaptığı hatalarla yüzleşmek zorunda kalacaktır.
Funda Usta, ses getiren romanı Şeffaf Tuval’den sonra şimdi de Son Yolculuk’ta, aynı hikâyenin başka pencerelerden bakıldığında nasıl da farklılaşabildiğini, insan ruhunun derinliklerine nüfuz ederek, sorgulayıcı ve okuru içine çeken bir anlatımla ortaya seriveriyor.